Popüler Yayınlar

4 Şubat 2011 Cuma

BİR ANDA

Hayat, gerçekten çok tuhaf. Yarım saatte bile değişebiliyor. Her şeyden bıkmış, elimi eteğimi çekmişken, sadece kendimi dinliyorken; artık yazılarımı Google’da bile aratmazken, birden bire ‘Merhaba Ömrüm’ü arattım yine Google’da.
          Onunla karşılaştım sonra, Ömer Faruk Gözoğlu isimli urfalı bir şair, ‘Merhaba Ömrüm’ adlı deneme yazımı seslendirmiş ama acayip güzel yorumlamış. Dinlerken tüylerim diken diken oldu ve defalarca dinledim, facebookta paylaştım, twitterda paylaştım babama haber verdim, o da işyerinde arkadaşlarıyla dinlemiş, çok beğenmişler.
        İşyerinde çalışan bir genç var, benden bir yaş büyük. Babama Kahraman Tazeoğluyla arkadaş olduğunu, istersem Merhaba Ömrüm’ü seslendirebileceğini söylemiş, babam da aradı beni, böyle bir durum var ister misin diye sordu.
     “Olur” dedim, “Yalnız şiiri yorumladığında benim de haberim olsun ki paylaşabileyim” dedim, söyledi, haber verirsin bize değil mi dedi, “Evet” demiş. Nasıl sevindim anlatamam!
          Sonra anladım, bu olaydan sonra anladım; her şeye, herkese küsebilirim, gün gelir kendime bile küsebilirim. Ama ben bir yazarım, şairim; üretmiş olduğum, ortaya dökmüş olduğum eserlere küsersem, onlara kırılırsam hâlim nice olur?
          Merhaba Ömrüm gibi ortaya döktüğüm bir sürü eserim var. Ama nedense sanal ortamın biricik eseri bu oldu. Herkes çok beğeniyor, 2,5 sene de beğenmeyen kalmadı.
           Kime yazdığım da soruluyor, söylemiyorum. Bence bir yazar, yazmış olduğu eserleri kime yazdığını söylememeli. Belki de başkalarının duygularından esinlenmişimdir…
         “Merhaba Ömrüm…”

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder